TÜSİAD: Cumhuriyetin Devrimci Ruhunu Yeniden Uyandıralım

Posted by

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) 5 Ekim akşamı Zorlu PSM’de düzenlediği
Cumhuriyet’in 100 Yılı Kutlama Etkinliği, “davetli profili” açısından hem siyasi, hem de derneğin
kurumsal tutumu hakkında fikir veriyor.

Siyasetin iz düşümü açısından bakarsak, geceye ekonomi kurmayları ile katılan DEVA Partisi Genel
Başkanı Ali Babacan’ın dışında muhalefet partilerinden çok da ilgi gösterildiğini söyleyemem.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katılmadığı davette, CHP’den yalnızca İşveren
Örgütlerinden Sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık salondaydı.

Seçimler öncesi kurulan Altılı Masa ittifakının dağıldığı görüntüsü TÜSİAD etkinliğinde de kendini
hissettirdi.

Gelecek Partisi’nden katılım olmamasını Genel Başkan Ahmet Davutoğlu’nun Başbakanlık kariyeri ile
birlikte okursak, siyaset yelpazesinde taraflaşmanın belirginleştiğini söyleyebiliriz. Bu yoruma
dayanarak Davutoğlu’nun TÜSİAD’a mesafeli yaklaştığını iddia etmek yanlış olmaz.

İYİ Parti açısından, yerel seçim atmosferinin ısıtıldığını gözlemlemek mümkün. Zira davete İYİ Parti
Genel Başkan Yardımcısı Naci Cinisli ile birlikte katılan İYİ Parti’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan
adayı Ümit Özlale’nin salondan çok da dikkate değer bir ilgi topladığını söyleyemem.

Açıkçası gecenin iki odak kulis noktası vardı; biri Babacan’ın diğeri Özlale etrafında şekillendi.


TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Özilhan, etkinliğe ekonomi kurmayları ile katılan Babacan’a eşlik etti.

Eşi Dilek hanımla etkinliğe katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kokteyl
alanına geç gelişi davetlilerle sınırlı temas içinde olmayı seçmiş olduğu izlenimi doğurdu.

İmamoğlu’nun etkinlikteki sosyalliği, kendisi ile fotoğraf çektirmek isteyenlerle sınırlı kaldı.

İstanbul Valisi İstanbul Valisi Davut Gül’ün davete katılımı, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100 yılına yakışır
bir görüntü ortaya çıkardı. Devlet protokolü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deyimiyle TÜSİAD’ı
bertaraf” etmedi.

Bunda valilerin bağlı olduğu İçişleri Bakanlığı’nın “çok taraflı” iletişim politikasının izlerini arayabiliriz.

Konserin yapıldığı salona geçildiğinde oturma düzeni daha ayrıntılı bir değerlendirme yapmamıza
olanak tanıyor.

Ömer Koç etkinliği İmamoğlu ile yan yana oturduğu koltuktan izledi.

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç’un konser salonda herkesin yerlerini aldığı anda
kendisi için ayrılmış protokol koltuğuna oturması ve etkinlik bitiminde salonu ilk terk eden olması
davetin en dikkat çekici kulisi olabilir.

Etkinliğin en üst düzey ev sahibi TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan’ın yanındaki
koltuk Babacan’a ayrılmıştı.


Ali Babacan, Tuncay Özilhan ve Davut Gül.

Babacan kendisine gece boyunca yöneltilen yerel seçimlerle ilgili yol haritası sorulduğunda kamuoyuna yansıyan görüşlerini yineledi: Parti olarak katılacağız.

Bu görüşü biraz daha açması açısından, daha köşeli bir soru ile sohbete katıldım ve şu soruyu yönelttim:

Seçimler partilerin gücünü test edeceği süreçler değildir. Kazanmak için seçime girilir. Muhalefetin bu
ölçüde bölünmüşlüğü ile seçimi kazanma stratejiniz bu mudur?

Babacan partilerin gücünü test etmek için böyle bir karar almadıklarını, yerel seçimlerde adayın
önemli olduğunu vurguladı.

22 yıllık AKP iktidarlarının 12 yılında ekonomi yönetiminde olan Babacan’dan, Merkez Bankası Başkanı
Hafize Gaye Erkan’ın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kendisine yabancı yatırımcı ilgisi
sorulduğunda, verdiği “Milyar dolarlık yatırımcı mektubu masamda” sözlerini değerlendirmesini
istediğimde, müstehzi bir ifadeyle “Masanın üzerine çıkarsın o zaman” karşılığını verdi.

Gecenin açış konuşmasını yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, Cumhuriyet’in
100’üncü yılında kurucu lider Atatürk’ün; bağımsız, demokratik, laik, hukuk devleti ilkelerine bağlılığı
güçlendirecek “devrimci” bir tutum alma gereğini vurgulayan konuşmasında modern cumhuriyetin
kuruluş felsefesini hatırlattı:

“Mustafa Kemal 1919’da işgal altındaki bu ülkeyi istiklaline kavuşturmak için, millete doğru yola
çıktı. Büyük Nutuk’unda vicdanında sakladığı bir milli sırdan söz eder. Bu sır ne askeri bir strateji,
ne siyasi bir tasarı, ne de ayrıntılı bir eylem planıydı. Bu sır yeni bir toplumsal bünye, yeni bir idare ve yeni bir gelecek tasavvurunu içeriyordu. Bir dönüşüm iradesine ihtiyaç vardı. Köhnemiş, kendini yenileme yeteneğini kaybetmiş toplumsal ve siyasal düzen terk edilmeliydi. Çağın gereklerini cesurca kucaklayan modern bir cumhuriyet kurulmalıydı.”

Cumhuriyetin ilanıyla kısa süre içinde, laiklik, kadın hakları, bütün yurttaşların toplumsal, siyasal ve hukuksal eşitliği gibi atılan devasa adımların derinlere kök saldığı ve geri döndürülemez bir nitelik kazandığını ifade eden Turan’ın bir çağrısı vardı:

“Gereken dönüşümü ancak, toplumsal ittifakla sağlayabiliriz. Bu doğrultuda, toplumsal
kutuplaşmaya son vermeli ve toplumun her kesimini harekete geçirmeliyiz. Cüretli ama gerçekçi
adımlar atmalıyız. Toplumun kucaklaşmasını ve dönüşüm hedefine doğru, birlik ve sevgi içinde yola çıkmasını sağlamalıyız. Gençlerimizin coşkusu ve enerjisi ile bir yüzyıl önce olduğu gibi bugün de cesaret bulacağız. Tecrübemiz sayesinde bunu gerçekçilik ve ihtiyatlılık ile dengeleyeceğiz. Bütün bunları yapacak kapasiteye sahibiz. Gelin, Cumhuriyetin devrimci ruhunu yeniden uyandıralım.”

TÜSİAD, Cumhuriyet’in 100’üncü yılı olan 2023’te bir manifesto ilan edeceklerini, 1922’nin Aralık

Turan gecede yaptığımız sohbette, son bir yılda 8 ilde, yerel iş örgütleri ve sivil toplum temsilcilerinin
katılımıyla düzenledikleri “tartışma platformu” toplantılarına katıldığını belirtti.

Bu toplantıları yıl boyunca diğer illerden gelen TÜSİAD üyeleriyle ve İstanbul’daki dernek genel merkezinde sürdürüyorlar.

“Şimdi söylemek değil, söyleşmek zamanı” diyerek çıktığı yola çıktıklarını belirten Turan, platformun
yanıtını aradığı soruları da paylaştı.

  • Cumhuriyet ve demokrasiyi birlikte nasıl güçlendireceğiz?
  • Refahı artırırken bölüşümü daha adil nasıl yaparız?
  • Küresel dönüşümlerde, ulusal stratejimizi nasıl konumlandıracağız?
  • Çevreyi koruyan bir kalkınma nasıl olmalı?

Sanat içerik danışmanlığı İKSV tarafından yürütülen TÜSİAD Cumhuriyet’in 100 Yılı Kutlama Etkinliği
çerçevesinde Türk Eğitim Vakfı (TEV) ile işbirliğinde gençlerin eğitimine katkıda bulunuldu.

Etkinliğin konser bölümünde Sertab Erener’in ve piyanist Tuluğ Tırpan orkestrasyonunda
seslendirdiği eserlerle süren gecede, Antakya Medeniyetler Korosu ve başarıları ile adından söz
ettiren genç piyanist Kaan Baysal da sahne aldı.

Yekta Kopan’ın sunumuyla gerçekleşen etkinlikte ayrıca, ilham verici öyküleriyle Milli Voleybolcular
Gizem Örge ve Simge Şebnem Aköz, Afrika Kıtası’nın en yüksek dağı olan Kilimanjaro’nun zirvesine
çıkmayı başaran TEV Üstün Başarı Bursiyeri Müge Naoko Gönül ve Baysal da davetlilere seslendi.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir